Ana SayfaYAZARLARKatyuşa füzelerine göz mü yumuluyor

Katyuşa füzelerine göz mü yumuluyor

Terör örgütleri varlıklarını ve yaşamlarını 1- ekonomik, 2- silah, 3- silah ve bunlara dair mühimmatlar, 4- terörist temin ederek sürdürebilirler. DAEŞ terör örgütü de bu standartlara bağlıdır. Ancak diğer terör örgütlerinden daha komplike bir yapı içerisindedir. Çünkü el-Kaide tecrübesine sahiptir. Lakin burada dikkat edilmesi gereken bir unsur var. 11 Eylül saldırılarından sonra bütün Avrupa el-Kaide’den nefret ederken; DAEŞ terör örgütünün var olmasıyla birlikte Avrupa Müslümanlardan nefret etmeye başlamıştır.

DAEŞ terör örgütü gelirinin 1/3’ünü propagandaya ayırması ile birlikte çağın terör örgütlerinden çok daha farklı bir konsept ile dünya kamuoyunda yer almıştır. Terör literatürlerinde yer almayan sistemde koordinasyon sağlayan DAEŞ terör örgütü, aynı zamanda eylemleri ile de spesifik bir durum sergilemektedir.

Tamil Kaplanları veya Kızıl Kmer terör örgütleri ne kadar DAEŞ gibi makro ölçekte olmasa da genel bağlamda terör örgütleri gerilla savaş taktiği ve suikastler ile eylemlerini düzenlemektedir. Ancak DAEŞ terör örgütü tank ve katyuşa füzeleri kullanıp, düzenli ordu tarzında savaş stratejisinde bulunması bu bağlamda kendisini diğer terör örgütlerinden ayırmaktadır.

Özellikle son zamanlarda Kilis’e atılan katyuşa füzelerinin anlamı nedir? Sovyet silahı olan bu füzeler isabet oranı düşük olsa da psikolojik açıdan son derece karşı tarafı negatif yönde etkileyebilecek bir saldırı sistemidir. Uçaklardan traktörlere, kamyonlardan tanklara kadar hemen hemen bütün taşıtlara monte edilebilen mobilitesi yüksek bir sisteme sahiptir.

Piyade tüfekleri, roket atarlar hacimsel olarak ufak materyallerdir. Ancak bir terör örgütünde katyuşa füzelerinin olması ve nasıl temin edildiği gerçekten tartışılması gerekmektedir. Farz edelim Suriye ordusundan temin edilmiş olunsun, bu bitmek bilmez mühimmat nereden gelmektedir?

Suriye askerinden temin edilme olasılığı da zaten düşük bir ihtimal. Çünkü Esed muhaliflerle savaşırken her bir merminin Esed ordusu için önemi büyüktür. O zaman bu füze sistemlerinin Esed askerlerinden alınmış olduğu ihtimali ortadan kalmaktadır.

Geriye kalan diğer bir faktör ise silah kaçakçılarıdır. Ancak silah kaçakçıları bu kadar büyük bir hacme sahip füze sistemini Suriye’ye nasıl sokabilir? Rus menşelisi bu füze sistemlerinin sokulmasından Rusya’nın haberi nasıl olmaz?

Aslında silah kaçakçılarının bu füzeleri satma olasılığı yine düşük. Çünkü Akdeniz’de askeri donanmalar, Kuzey’de Türkiye’nin yer alması bu ihtimali sıfırlıyor. Geriye tek kalan olasılık ise Rusya faktörüdür.

Bu durumu destekleyen diğer bir etken ise DAEŞ terör örgütü Suriye’de yer alan ne bir Rus askeri üssüne saldırdı ne de Rusya’da bir bombalama eyleminde bulundu. Üstüne üstük DAEŞ, Rus füzeleri ve silahlarını kullanmaktadır. Hem de Türkiye’yi hedef almaktadır.

DAEŞ’i incelerken veya yorumlarken eylem ve saldırı bölgelerinin stratejik konumları da göze alınmalıdır. Irak Musul’un coğrafik olarak tam merkezi bir bölge de yer alması ve petrol transferi ve üretimi açısından önemi düşünüldüğünde, Suriye Ayn el-Arab bölgesi de bir o kadar stratejik öneme sahiptir.

Amerika’nın Base Camp (Tugay Mühendisliği), Ravet bölgesi ve Fırat Nehri kıyılarında yaşanan çatışmalara karşı tutumsuz tavrı, Bush’un terör ile mücadele politikasını sonuçsuz bırakmıştır.

DAEŞ gibi spesifik makro terör örgütü ile mücadele de siber güvenlik önemli olması gerekmektedir. Avrupa başta olmak üzere terör ile mücadelede istikrarın sağlanması için koordine sağlanması gereken “Küresel Terör İle Mücadele ve Koordinasyon Ofisi” kurulması gerekmektedir. Siber güvenlik dahilinde bu ofis DAEŞ’e destek veren ülkeleri ifşa etmekle görevlendirilmelidir. Ancak ABD ve Avrupa’nın YPG-PYD-PEJAG ve PKK terör örgütlerini desteklediği düşünüldüğünde DAEŞ ile küresel mücadelenin etkisizliğine bu durum referans olmaktadır. (Times of Turkey /Haziran)

Benzer Haberler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Öne Çıkan Başlıklar